DİL GELİŞİMİ

Dil öğrenme becerisi çocukların genetiksel olarak sahip oldukları bir yetenektir. Bütün çocuklar, herhangi bir dili öğrenebilme yeteneğine doğuştan itibaren sahiptirler. Dil gelişimi nörolojik ve bilişsel gelişimle yakından bağıntılıdır ve etkileşim içersindedir. Dil gelişimi çocuktan çocuğa faklılık gösterse de dil gelişim süreci evrenseldir. 

 

Bebeklerin doğduklarından itibaren işitme duyguları gelişmiştir ve insan seslerine karşı duyarlıdırlar. Ses çıkarma ise yaşamın ilk gününden itibaren ağlama şeklindedir. İlk 2 aylık döneme kadar bebekler ağlama, öksürme, geğirme ve esneme gibi sesler üretirler. Bebekler çevreleriyle ağlama aracılığıyla iletişim kurarlar. İlk iki haftad içerisinde ağlama, genellikle uyku gereksiniminden kaynaklanır ve düzensiz aralıklarladır. Genellikle ağlama açlık, susuzluk, uykusuzluk, gaz sancısı ve altını kirletmeye ilişkin sıkıntı içeren durumlarda görülür. Zaman geçtikçe de ebeveynler ağlamanın nedenini ayırt eder hale gelirler.

 

Birkaç haftalıktan itibaren sesli uyarımları algılamalarına rağmen bebekler, 2. aydan sonra (2-5 ay arası) rahat ve mutlu olduklarında hoşnutluk belirten ve sesli harflerden oluşan gıgıldama ve agulama (kumru gibi ses çıkarma) sesleri çıkarırlar. Bu sesler öğrenilmemiş; genel, basit ve rastgele olan; çevresel etkenlerden ve işitme yeteneğinden bağımsız;  refleksif ve  çoğu bir daha tekrarlanmayan seslerdir. Bebekler hoşnutluk sesleri olan bu gıgıldama-agulama sesleri ile eşzamanlı olarak gülümseme davranışı gösterirler. Mutlu ve keyfi yerinde bebekler bu sesleri sadece eğlenmek amacıyla çıkarırlar. Ebeveynler ise gülümseyen, agulayan ve mutlu olan bebekler karşısında mutlu olup onlara gülümsemeyle karşılık verirler. Böyle olumlu bir iletişimde, bebek, sesi tekrarlamak ve daha fazla ilgi çekmek ister.

 

DEVAMI>>

Site içeriğinde bulunan yazı ve makaleler bilgi sağlamak içindir.
Hekim hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez